We’ve updated our Terms of Use to reflect our new entity name and address. You can review the changes here.
We’ve updated our Terms of Use. You can review the changes here.

Seslendiren!

by babapanda

/
  • Streaming + Download

    Includes high-quality download in MP3, FLAC and more. Paying supporters also get unlimited streaming via the free Bandcamp app.
    Purchasable with gift card

      name your price

     

1.
sevgili köylü kardeşlerimiz köylü yurdun efendisidir efendiliği asla bırakmayınız uygarlık ulusal hedefimizdir pijamasız yatmayınız sevgili köylü kardeşlerimiz taban fiyatlarını ayarlıyoruz uygarlık işini tımarlıyoruz sevgili işçi kardeşlerimiz grevlere boykotlara yüz vermeyiniz bin verip bir alıp şükür deyiniz iktidarınız sizi seviptirsindir her bir işinizi görüptürsündür size çok çok dualar ediptirsindir biz burada dalgamıza bakmaktayızdır ama yeni yeni piyasalar açmaktayızdır bakınız gelişip serpilmekte bit pazarımız emrinize amadedir bankalarımız yalandır kredi yolsuzlukları tefeci yoktur türkiyaamızda demokraaaasii çoktuur yurdiyaamızdaa amerikan copları ardiyamızda...
2.
3.
1. Şiirimiz karadır abiler Kendi kendine çalan bir davul zurna Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan Taşınır mal helalarında kara kamunun Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler 2. Şiirimiz her işi yapar abiler Valde Atik'te Eski Şair Çıkmazı'nda oturur Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler 3. Şiirimiz gül kurutur abiler Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga'ya kaçan Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler 4. Şiirimiz erkek emzirir abiler İlerde kim bilir göz okullarına gitmek ister Yanık karamelalar satar aşağısı kesik kör bir çocuğun Kinleri henüz tüfek biçimini bulamamış olmakla Tabanlarına tükürerek atış yapmasının şiiridir Böylesi haftalık resimler görür ve bacaklanır abiler 5. Şiirimiz mor külhanidir abiler Topağacından aparthanlarda odası bulunamaz Yarısı silinmiş bir ejderhanın düzüşüm üzre eylemde Kiralık bir kentin giriş kapılarına kara kireçle Şairlerin ümüğüne çökerken işaretlenmesinin şiiridir. Ayıptır söylemesi vakitsiz Üsküdarlıyız abiler 6. Şiirimiz kentten içeridir abiler Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir Bir kent ölümünün denizine kayar dragomanlarıyla Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?
4.
23 Mayıs gecesinin mutluluğunda, Silinsin bütün anılarım Ki sen tek kalasın belleğimde Lekesiz bir aklıkta. O gecenin sabahında öyle değil, Ya ölmeliyim ya öldürmeli Kalemle yazılamaz, ancak kanla yazılır, İşte şimdi şiirin tam zamanıdır.. Karanlıklar saçan bir yıldızım gecenin zifirinde, Işıksız, kapkara, zehir zıkkım Nasıl öyle bir acı, hiç duyulmamış Bunca yıl hiç böyle olmadım. Öldürmemek için ne seni ne kendimi Kanla yazılmalı bıçağın ucuna İşte şimdi şiirin tam zamanıdır.. Hasta bir yürek, kendi kendimi sürükleyerek, Ben mi çağırdım o sokak kedisini Sokulan mırıl mırıl göğsüme, Saçlarını yüzümde gezdirerek, Gözleri böcüm böcüm kapkara İsteyince gelecek, isteyince gidecek. Kanın sıcağında soğuk bıçak ılınır İşte şimdi şiirin tam zamanıdır.. Bir damla yakutca donmuş kan, Bir bıçağın gümüşsü soğukluğunda parlar. Durur dalında kızıl gül goncasınca, Benimkisi sevmek ölümüne, Yazgısı ölümcül öyle güzel. Bir Akdeniz sevisi sımsıcak, Bir Balkan sevisi yaman mı yaman, Bir Kafkas sevisi acı mı acı. İşte şimdi şiirin tam zamanıdır.. Ne ölmeliyim, ne de öldürmeli, Bu sonuncusunu da burda bitirmeli. Ucundan kan damlayan bıçaktan da güzel, Bir şiir yazıp tarih düşürmeli. Herşeyin zamansız olduğu bu zaman, İşte şimdi şiirin tam zamanıdır!..
5.
Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde Denizlere açıldı içimizden biri Niçin gittiğini söylemeden. Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri. Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden. Bulacak sanıyordu yenilikleri. Her an bir yeni su vardı, Her yeni suda bir yeni an. Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı. Bitmiyordu köpüklerle renkler Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek. Yeni manzaralarla gelen yeni duygular Hani, eski kelimelerle olmasa İnsanın ömrünce devam edecek. Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun. Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini. Anladı, bütün olmuşlarla olanların Ve bütün olacakların O kelimelerin içinde Kendisine varmadan eskidiğini.
6.
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı.
7.
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı... Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı... Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir. İspanya neş'esiyle bu akşam bu zildedir. Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri... Her rengi istemez gözümüz şimdi aldadır; İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır. Alnında halka halkadır aşüfte kâkülü, Göğsünde yosma Gırnata'nın en güzel gülü... Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir İspanya varlığıyla bu akşam bu güldedir. Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi; Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi... Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli... Şeytan diyor ki, sarmalı, yüz kerre öpmeli... Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle, Her kalbi dolduran zile, her sineden: "Ole!"
8.
9.
Ben ölmedim… Beni öldürmediler de; Yaşıyorum, yaşıyorum işte, At kıçında sinek gibi, Töööbe, töbe! Kapandı yüzümüze dergi kapakları, Bir varmış bir yokmuş olduk sağlığımızda. Şiir… O yosmanın boyuna. Gazete… Gelene gidene başyazı. Ara ki bulasın sayfalarda Şair Rıfat Ilgaz'ı. Düştükse itibardan Ölmedik ya, yaşıyoruz işte, Yaşıyoruz dedik, yaşıyoruz be, Heeeey, fincancı katırları!
10.
Masanın örtüsü mavi basma, üstünde yalansız, güler yüzlü, cesur kitaplarımız durur. Esirlikten dönmüşüm anacığım; kendi memleketimde düşman kalesinde. Gecenin saat biri; lambayı söndürmedik. Yanımda karım yatar; karım beş aylık gebeliğinde; etim etine değende, elimi karnına koyanda bebek kıpır kıpır kıpırdar. Dalda yaprak, suda balık, rahimde insan yavrusu; yavrum. Yavrumun pembe yünden zıbını; anası ördü. Bedeni benim karışımla bir karış, kolları şu kadar. Yavrum, kız olursa tepeden tırnağa anasına benzesin istiyorum, oğlan olursa boyu posu bana. Kız olursa ela ela baksın, oğlan olursa maviş maviş. Yavrum, yavrum öldürülmesin istiyorum yirmi yaşında; oğlan olursa cephelerde, kız olursa sığınaklarda gece yarıları. Yavrum, kız olsun oğlan olsun kaç; yaşında olursa olsun, yavrum düşmesin istiyorum hapislere güzelden, haklıdan, barıştan yana diye. Fakat malum, kızım yahut oğlum gecikirse suların ışıması dövüşeceksin ve hatta… Yani haylice müşkül zanaatmış bizde bugün babalık zanaatı da… Gecenin saat biri, lambayı söndürmedik. Belki yarım saat sonra, belki sabaha karşı gene basılabilir evim. Beni alıp götürürler kitaplarımızla beraber; yanımda birinci şubeninkiler. Dönüp bakarım, durur kapıda karım eşiğin üzerinde, uçar entarisi sabah rüzgarında, yüklü ağır karnında; bebek kıpır kıpır kıpırdar.
11.
Devrimcilik gibi şairlik de İnen darbeyi duyabilmektir Kaslarının liflerinde, İster copların darbesi olsun İster bilincin... Gelerek, binbir işkenceden --İnsanlık gibi tıpkı-- Çığlıklarla büyüyen devrimci şiir Giderek, sömürüye ve zulme Karşı akımıdır sevincin... Hani Gayrettepe'den Verilip verilip de Dal bedenlerimize elektrik, Tam tükendiğini sandığımız yerde direncin, En çelimsiz kızımızda bile baş veren O silkiniş var ya, O türkü, o öfke, o erkeklik Kıvılcımlarla üreyip güçlenecek, Güçlenecek yarın bamtellerimizde, Güçlenecek, Güççlenecek, Güçççlenecek... Ve de birden tepti miydi geriye, Gözüne, yuvasına, kaynağına zulmün, Bir gök gürültüsüdür, bir şimşek, Bir sevinçtir akıp gidecek Şebekelerin sigortası atıncaya dek!.. İşte böyle bir şiir bizim yazmak istediğimiz...

about

pandas & poets

credits

released December 28, 2016

license

all rights reserved

tags

about

babapanda Turkey

erenokuro

contact / help

Contact babapanda

Streaming and
Download help

Report this album or account

If you like babapanda, you may also like: